Kesin Hükmün Objektif Sınırları adlı eser, kesin hükmün sınırlarını ve dolayısıyla bir kararda hangi hususların kesinleştiği konusunu etraflıca incelemekte, Türk Hukuku'nda ve mukayeseli hukuktaki çözümleri göstermektedir. Bu bağlamda sadece Kıta Avrupası Hukuku değil, Anglosakson ve hatta Japon Hukuku da irdelenmektedir.
Bu çerçevede kesin hüküm ile ilgili dogmatik görüşlere yer verilmektedir. Kesin hükmün olumsuz dava şartı olarak önemi vurgulanmaktadır.
Çalışmada ayrıca talep teriminin de gelişimi ve maddi talep ile usuli talep kavramları da incelenmektedir. Bu bağlamda dava konusu kavramına geniş yer verilmektedir. Dava konusunun belirlenmesinde öne çıkan görüşler, Kıta Avrupası'ndaki kuramlar ve Avrupa Adalet Divanını'nın benimsediği çözümler değerlendirilmiştir. Bu görüşler, aynı dava konusu denildiğinde, neyin anlaşılması gerektiği konusunda yardımcı olmaktadır. Ayrıca dava konusu ile kesin hüküm arasındaki ilişki netleşmektedir.
Bunun yanı sıra kesin hüküm ile kısmi dava arasındaki ilişki detaylı bir şekilde ele alınmaktadır. Bu husus da yine Türk Hukuku'nda ve mukayeseli hukuktaki çözümler gösterilerek incelenmektedir. Kısmi davalarda hakkın mahfuz tutulması ve bakiye bölüm için etkisi gerek HUMK çerçevesinde, gerekse 2006 tarihli HUMK Tasarısı da dikkate alınarak irdelenmiştir.
Tüm çalışmada Yargıtay kararlarına ve Alman Federal Mahkemesi Kararlarına yer verilmekte (yazar bu kararları değerlendirirken, Federal Almanya'daki mevcut mahkeme tecrübesine dayanarak da kararları ele almıştır), böylece çalışma konusunun pratik hukuk hayatındaki yeri de gözden kaçırılmamaktadır.