Elinizdeki çalışma Habermas'ın görüşlerini merkeze alır ve bu yolla kuramsal çerçevede kamusal alan/özel alan eleştirisini yapmayı amaçlamaktadır. Bu konuda yabancı dillerde çok sayıda çalışma yapılmış olması konunun öneminin göstergesi sayılabilir. Türkiye'de de kamusal alan/özel alan çalışmalarının sayısı oldukça fazladır. Ülkemizde bu konu belli bağlamlarda (özellikle türbanın kamusal alandaki konumu üzerine tartışmalarda) gündeme gelmiş ve o bağlamların sınırları içinde tartışılmıştır. Çalışmanın Habermas'ın kamusal alan/özel alan kuramıyla sınırlandırılmasının nedeni Türkiye'deki kullanım bağlamına takılıp kalmamak içindir. Böylece kuramsal çerçevede yapılan açılımlar güncel pratik problemlerin sınırlılığında tartışılmaktan kurtulurken, aynı zamanda bu tür problemlere bir yol gösterici olabilir. Kamusal alan/özel alan tartışmalarının yarattığı birikim, bir ülkenin kurumlarını, yapısını ve hukukunu analiz etmek için günümüzdeki kullanımı açısından önemini korumaktadır. Bu tartışma felsefede ve kültür tartışmalarında modernizm/ postmodernizm bağlamında etik, hukuk bilimi, sosyoloji, tarih ve iletişim konusunda yeni yaklaşımları harekete geçirir. Bir hukuk felsefesi ve sosyolojisi çalışması olarak beni bu konuda ilgilendiren bağlam kamu/özel ayrımı ve onun toplumsal ve hukuksal tartışmalardaki yeri, toplum algılamasında yeni bir bakış açısı sunmasıdır. Bir anlamda dikkate alınmak zorunda kalınmıştır. Çalışma konusu sosyoloji, felsefe, hukuk, ekonomi, siyaset bilimi, tarih ve düşünce tarihi gibi alanlara uzanmaktadır. Bununla birlikte, Habermas'ın söylediği gibi hepsinde birden uzmanlaşmak veya bu bilim dallarının hepsine birden hakim olmak mümkün değildir.
Giriş bölümünden